top of page
Yazarın fotoğrafıAbidin Özşahin

İşletmeleri nicelik mi, nitelik mi kurtaracak?

Güncelleme tarihi: 16 Ara 2020


Hayatımızın orta yerine oturan, uzun bir süre de etkisini üstümüzden atamayacağımız pandemi günlerinde Covid 19 ile ilgili o kadar çok şey yazıldı ve çizildi ki üstünden günler, aylar geçse de konu önemini korumaya devam ediyor. Son yıllarda çığırından çıkan alışveriş ve tüketim çılgınlığına virüsle beraber bir fren refleksi geliştirdik tüm dünya insanları olarak. Belki de tüketim virüsünü Covid 19 ile tedavi etmeye ihtiyacımız vardı. Bu süre zarfında da birçok işletmenin, üstünde uzun uzun düşünmesi gereken konu başlıkları biriktirdik. Toplam kalite anlayışı, müşteri memnuniyeti, müşteri ilişkileri, sürdürülebilirlik ve kalite politikaları, pazarlama iletişimi ve sosyal medyadaki halkla ilişkiler yönetimi vs.


Bugün geldiğimiz bu nokta da küçük, orta ve büyük ölçekli işletmelerin ortak kafa yorması gereken konulara dönüştü. Anlayacağınız Covid 19 genç, yaşlı, zengin fakir demediği gibi işletme ve marka da ayırt etmedi. Ama burada özellikle vurgulamak isterim ki tıpkı bağışıklığı güçlü, düzenli beslenen, sağlıklı bireylerin bu virüsten etkilenmediği gibi sağlıklı alt yapı ve sistem kurabilmiş firmalar da bu krizden çok etkilenmedi. Hatta krizi fırsata çevirecek stratejiye ve manevra kabiliyetine sahip olduğundan bunu aynı zamanda test etme imkanı buldu. Tıpkı evden çalışma modeliyle işlerini aksatmadan, hizmet kalitesini ve müşteri memnuniyetini kaybetmeden süreci başarıyla yöneten dünya çapında yaklaşık olarak 140 ülkede faaliyet gösteren uluslararası bir denetim ve danışmanlık hizmeti sunan Ernst & Young gibi.


Çemberi daraltacak olursak; sosyal medyada, özellikle Instagram’da markaların yaptığı halkla ilişkiler çalışmalarında, havalı videoların, afili grafik tasarım ve fotoğrafların bu tip kriz dönemlerinde çöp karbonhidrat etkisi yarattığını görmüş olduk. Tadıyla tatmin eden, mutluluk veren, belki doyuran ama beslemeyen bisküviler gibi son zamanlarda sosyal medyada marka yönetimi bu duruma dönmüştü. Birçok firmaya her zaman anlattığım bir şey vuku buldu: “Nicelik göz boyar; ama nitelik kalıcıdır.” Havalı ofisler, gereğinden fazla yapılmış abartılı masraflar, tüketiciyi ikna etmeyen ve özellikle geleneksel reklamın düştüğü sosyal medya içeriklerindeki kirlilik, çok az diyebileceğimiz bir kitleyi satın almaya tetikledi. Oysa “Dünya nüfusunun yarısı bu mecralarda vakit harcıyor, hala o kadar yatırım yaptık neden satışlarımız artmadı?” ya da “Neden hala insanlar bizi bilmiyor?” diyenlerdenseniz işletmeleri kurtaracak olanın niceliğe harcanan paradan ve zamandan daha fazlasını niteliğe harcamaktan geçtiğini ifade etmek istiyorum.

Covid 19’dan buralara nasıl bağladın derseniz, artık yüz yüze iletişimin eskisi gibi olmayacağını, bir bilgisayar, bir telefon ve bir internet bağlantısıyla hedef kitleyi ikna edecek içi dolu ilişkilerin güven inşaa edeceğini söylemek istedim. Bunun için sistem kurmak en küçüğünden en büyüğüne tüm işletmelerin destek alması, buna mesai harcaması göz ardı edilemeyecek hayati bir konu haline gelmiştir.

489 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page