Her geçen gün biraz daha hayatımızın merkezine aldığımız dijital platformları ve sosyal medya mecralarını nasıl kullanıyoruz? Bu mecralarda var olmak için ne kadar üstünde düşünerek harekete geçiyoruz? Buralarda gerçekten etkili bir kullanım için mi, yoksa var olmak için mi zaman geçiriyoruz? Kafamda bu soruların belirmesinin sebebi, aslında iş profesyonellerinin hatta Linkedin ağımdaki üst düzey yöneticilerin ve iş insanlarının yaptığı paylaşımlar oldu. Sırasıyla hemen hemen hepsinin Linkedin paylaşımlarını, ardından başka hangi mecralarda hesaplarının olduğunu araştırmaya başladım. Evet gerçekten hayatımızın tam da merkezinde duran sosyal medya hesapları nerdeyse her yerde açılmış kimisi aktif, kimisi atıl kullanılmakta.
Ama büyük bir çoğunluğun hesaplarında, ortak şeyler dikkatimi çekti. Mesela plansızlık, mecrayı bilmeme, profesyonellerden destek almama, amacına uygun kullanmama. Oysa ki her mecranın kendine has bir rengi ve tonu var. Özellikle üst düzey yöneticilerin, takım liderlerinin bu konuda çok daha hassas olmasını beklerken, sosyal medyanın önemi bu kadar sıklıkta konuşulurken nasıl ekiplerine öncülük ediyorlar inanın şaşkınım. Her şeyden önce her çalışan o kurumun birer temsilcisidir inancıyla her ne kademede olursa olsun söz konusu çift yönlü iletişimin yaşandığı bu mecralarda alınan riskler göz ardı edilemez. Oralarda yapılan bir yanlışlık, dikkatsizlik yıllarca süren kurum ya da marka değerini sıkıntıya sokabilir. Bu yüzden özellikle liderlerin bir destek alması şarttır. Mesela Facebook hesabında yapılan sosyal yaşam paylaşımlarının profesyonel iş insanlarının olduğu Linkedin ağında da yapılması abesle iştigal. Ya da güncel siyasetin gündemindeki konuların tweet atar gibi ardı ardına Instagram’da paylaşılması plansızlığın ve konudan uzak olunduğunun göstergesidir.
Bu kadar tespitin yanında bir vahim konu daha vardır ki bu da sosyal platformlarda boy göstereceğim diye her an bir şeyler paylaşma, yorum yapma, beğenme gibi aksiyonlara kapılmak. Açıkçası bir şirketin yöneticisi, ya da iş profesyoneli sürekli bir paylaşım, etkileşim halinde olduğunda bana harcanacak çok vakti olduğu izlenimini vermekte. Özellikle de Linkedin ortamında. İstatistikler her ne kadar güne gözümüzü açtığımız ilk on beş dakikasında sosyal medya hesaplarımızı kontrol ettiğimizi gösterse de bence, bir fren veya kontrol refleksi geliştirmemiz gerektiğini de anlatmaya çalışmakta. Azı karar çoğu zarar demek, gerçekten anlatacak bir şeyler olmayınca zorlama durumlara girmemek, kişisel imajın ve kurumsal imajın selameti için daha hayırlı olacaktır.
Bu yüzden özellikle iş insanları sosyal medya yönetimi için bir profesyonelle kesinlikle çalışmalıdır. Çünkü sosyal medya basit gibi görünen ama çok ciddiye alınması gereken bir mecradır. Bir profesyonelle çalışmanın bireysel ve kurumsal katkısı; etkili iletişimi, ilişki yönetimini, algı yönetimini, kriz yönetimini ve itibar yönetimini olumlu etkilemesidir. Sizin için hazırlanacak bir stratejinin, planlamanın hayata geçirilmesi, hakkını verecek içeriklerin üretilip servis edilmesi, bireysel gelişimi artırırken, öncülük edilen ekiplere de ilham kaynağı olmaktadır.
Comments